Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, TRT Spor’da katıldığı canlı yayında gündeme dair açıklamalarda bulunuyor.
Ali Koç’un açıklamalarından satır başları şu şekilde:
“Beşiktaş mağlubiyeti ve derbi performansımız bu sene kabul edilemez. Geldiğimizde UEFA’nın kapağında batmaya en yakın kulüp Fenerbahçe olarak gösteriliyordu. Finansal Fair Play vardı ve manevra alanımız kısıtlıydı. Geldiğimiz noktada Fenerbahçe, kurumsal ve mali açıdan iyi bir noktada.
“AZİZ BAŞKAN’IN BAŞLATTIĞI FİKRİ BİZ DEVAM ETTİRDİK”
Aziz Yıldırım’ın başlattığı dünyanın en büyük spor kulübü olma fikrini biz de devam ettirdik. Aziz Başkan’a teşekkür ederiz ve biz de üzerine koyduk. Orada mahcup edecek bir şey olmadı. Esas özlem futboldaydı. Ben ve arkadaşlarım, Yüksek Divan Kurulu’nda söylediklerimizle aynı noktadayız.
“TEPKİLERİ ANLIYORUM, BAŞARI İSTEĞİ NORMAL”
Taraftarın öfkesi çok, çünkü beklentisi çok. Diğer camialar uzun yıllar şampiyon olamadı, biz de benzer dönemi yaşıyoruz. Bizim dönemde dijital medya var, eleştiriler yüksek sesle çıkabiliyor. Bu tepkileri anlıyorum, başarı isteği normal.
Bizim jenerasyonun taraftarları bugünün jenarasyonun da farklı. Biz ‘Pazara kadar değil mezara kadar’ kültüründen gelen insanlarız. Adaylığım zamanında taraftara ‘Maça gitmeyin, şunu yapmayın’ gibi bir çağrıda bulunmadım. Gençler sabırsız, vefa konusunda esnekler. Saatlerce ofiste çalışmak istemiyorlar.
“TRİBÜNDE KÖTÜ SONUÇ BEKLEYEN BİR KİTLE DE VAR”
Bizim jenerasyonumuz farklı bir taraftarlık anlayışı içerisindeydi. Ben bugün tribünde yer alan bir taraftar olsam yönetimin yanında olurdum. Takdir edip, tasvir edemediğim şey ise sahada çubuklu formayla mücadele eden futbolculara maç içinde tepki gösterilmesi. Bu Fenerbahçe tribününde olan bir olay değildi.
Tribünlerde kötü sonuç bekleyen bir kitle de var. Fenerbahçe’nin en büyük gücü taraftarıdır. Pek çok kötü günü taraftarının desteğiyle aşmıştır. Taraftarlarımızın bugünkü turumu rakiplerimizin ekmeklerine yağ sürmektedir.
“TARAFTARIN TEPKİSİNİ ANLAYIŞLA KARŞILIYORUM AMA…”
Fabrika ayarlarımıza dönmemiz gereken bir dönemden geçiyoruz. Bu sorunu el birliğiyle çözmemiz gerekiyor. Kendi kendimizin altını oyup, kılıçları kendimize çekiyoruz o yüzden önce bu sorunu çözmeliyiz.
Geçen sezon Serdar Dursun penaltı atacağı zaman taraftarımız onu yuhalamıştı gol attıktan sonra ise onu alkışlamıştı. Taraftarın tepkisini anlayışla karşılıyorum ama üzülüyorum. Yönetimler yolcudur, taraftarlar hancıdır. Ama kulübü yönetimler yönetir.
“BİZ BU SARMALDAN ÇIKMAK ZORUNDAYIZ”
Eleştirmek, tepki koymak bir demokratik haktır ama kulübü sahiplenmek de demokratik bir haktır. Sosyal medyada kulübün arkasında duranları ve tribünde tepki vermeyenler ağır tepkilere maruz kalıyor. Biz bu sarmaldan çıkmak zorundayız. Taraftara karşı herhangi bir öfke ve kızgınlığım yok. Bu kadar mücadele ve efor… 6 sene büyük yanlışlarımız oldu ama süre ilerledikçe ve finansal fair-play kıskacından çıktıktan sonra dikkat edin takım yapısı da değeri de kuvvetlendi.
Bana göre 2, bazı arkadaşlarımıza göre ise 3 şampiyonluğumuz çalındı. ‘Fenerbahçe’nin hakkı yendi’ deniliyor ama sezon bitince tüm yaşananlar unutuluyor.
“İSTİFA ETMEYİ DOĞRU BULMUYORUM”
Tarihimizin en yüksek bütçeli kadrosunu kurduk, ‘Gelmez’ denilen isimleri bile getirdik. Hocamız bize teşekkür etti. Tüm bunları yaparken kulübün ekonomik olarak dara düşmemesi için çok büyük çaba sarfedildi.
Bugün kulübün gördüğü nokta ortada. Hiçbir beklentisi olmayan insanların büyük bir çabasyla yapıldı bunlar. Gizlimizin, saklımız olmadı. Mümkün olduğu sürece şeffaf olmaya çalıştık.
“İMZA KAMPANYASI DEMOKRATİK HAKTIR”
Türkiye’de bahisle mücadele eden tek takım; Fenerbahçe. Bahis, kara borsa, bedava bilet, dolandırıcı sponsorluklar… Biz böyle şeylerle muhatap olmadık. Biz bu kulübün onurunu korumak için ağır mücadele verdik. Yeri geldi mücadeleyi yalnız başımıza verdik.
Ben istifa etmeyi doğru bulmuyorum. İmza kampanyası var demokratik haktır, saygı duyulmalıdır. Bu kadar olaydan sonra, camiamız bizi onur kırıcı bir şekilde yollamak istiyorsa bu da ‘bizim kaderimizde varmış’ diyeceğiz.
“DERBİDEN SONRA MOURINHO İLE GÖRÜŞTÜM”
Sosyal medyaya hiç bakmıyorum, sosyal medya hesabım bile yok. Sosyal medya günümüzün bir gerçeği. Artıları olduğu gibi eksileri de var. Sosyal medyada isteyen istediğini söylüyor. Suç sayılacak unsurlarda, kişilere ulaşılamıyor.
Derbiden sonra Mourinho ile görüştüm. Türk kültürüne bakın. Adamın biri açıklama yapmış bugün ‘Ben otel basmışım çünkü hocaya ulaşamıyormuşum ve koruma yollamışım. Hoca kapıyı açınca başkan aşağıda bekliyor demiş. Hoca da başkan beni ilk 11’i sormak için mi bekliyor demiş” böyle bir şey olabilir mi?
“FENERBAHÇE’NİN EN BÜYÜK PROBLEMİ İSTİKRAR”
Camiamız bizi bu şekilde yollamayı kabul ediyorsa ‘Kaderimizde varmış’ deriz. Bizim devamlılığımızın bir ego meselesi olmadığını ve bir inanç meselesi olduğunu umarm anlatabiliriz.
Fenerbahçe’deki en büyük problem bence; istikrardır. Hoca konusunda istikrarın önemli olduğunu düşünüyorum. Divan Kurulu’nda da dediğim gibi. Hoca da insan o da hata yapabilir. Mourinho ile konuştuğumda bana ‘2. sene şampiyonluğu konuşmamıza bile gerek yok umarum ilk sene oluruz’ dedi.
“MOURINHO’YA DEVRE ARASINDA 2 SENELİK TEKLİF GELDİ”
Fenerbahçe’nin menfaatleri çerçevesinde Mourinho ile devam edilmesi gerektiğini düşünüyorum. 36 milyon euro’luk teklif aldı devre arasında. Mourinho gitmek isterse şartlar mukavelede yazılıdır.
Mourinho gitmek isterse bir yıllık sözleşme ücretini kulübe ödemesi gerekir. Mourinho ile başkan-hoca ilişkimiz yok, ailevi bir ilişkimiz var. Mourinho bizim evimize gelen, ailemizle yemek yemiş birisi.
“JESUS, İSTEMEMEMİZE RAĞMEN TAKIMI ÜÇLÜ OYNATTI”
Birkaç konuda Mourinho’ya itiraz ettim. Mourinho her türlü geribildirime açık. Jesus ise öyle değildi. Jesus’la da hala temastayız.
Üçlü savunma konusuna gelince, Jesus döneminde bize çok pahalıya mal oldu. Transfer ederken Jesus ile bunu konuştuk, özellikle istemediğimizi söyledik. Jesus bize ‘Ben zaten 4’lü oynatıyorum’ dedi. Jesus’la 3’lü savunma istemediğimizi saatlerce konuştuk ama buna rağmen en kritik maçlarda 3’lü oynattı takımı.
“ÖNÜMÜZDEKİ SEZON DAHA KUVVETLİ BİR TAKIM KURACAĞIZ”
Önümüzdeki sezon daha kuvvetli bir takım kuracağız. Oyuncularımız için cazip teklifler aldık. Mourinho’nun çizdiği profilde isimler koyuyoruz ortaya. Mourinho o listenin içinden seçiyor.
Üç Portekizli hocamız arasından bir tek Vitor Pereira bize oyuncu ismi vererek transfer istedi. Pereira piyasayı çok iyi biliyordu. Borussia Dortmund’da hoca hiçbir transfer yapmaz, tüm transferleri yönetim yapar. Bayern Münih’te ise transferleri bir futbol ekibi yapar. Biz de bu sezon buna benzer bir yapı düşünüyoruz.
“BİR DANIŞMA KURULU KURARAK TRANSFER YAPMAK İSTİYORUZ”
Bir danışma kurulu kurarak transferleri o şekilde yapmak istiyoruz. Mourinho’nun istediğinden fazlasını aldık hoca da bize teşekkür etti. Önümüzdeki sezon manevra alanımız daha da geniş olacak.
Tadic ile Dzeko’nun sözleşmesi zaten bitiyor. Bizde çok eksik olan bir şeyi takıma kazandırdılar. Onları tanımaktan gurur duydum. Bize liderlik getirdiler. Yeri geldi onlar da yuhalandı. Bu sezon daha iyi iş çıkaracağımızı düşünüyorum.
“YABANCI VAR GELENE KADAR BÜYÜK SIKINTILAR OLDU”
Jose Mourinho ile Beşiktaş maçı sonrası demeçleri hakkında konuşmadık, maçla ilgili konuştuk. Sezon içinde çok yıprandı ve onun geldiği seviyeden burayı görünce, ‘Biz nereye geldik?’ oldu. Yabancı VAR gelene kadar çok büyük sıkıntılar oldu. Yabancı VAR geldikten sonra hatalar dengeli şekilde dağıldı. Yabancı VAR gelene kadar rakibimiz kaç tane tek farklı galibiyet aldı.
Finansal Fair-Play’den nasıl çıktığımız kimsenin umurunda değil. Şampiyonluk gelmediği zaman bunların kıymeti olmuyor maalesef.
“YAKALADIĞIMIZ AVANTAJI KENDİ ELİMİZLE YOK ETTİK”
Yakaladığımız psikolojik avantajı kendi elimizle yok ettik. Başkanıyla, hocasıyla, futbolcusuyla hep beraber yok ettik. Önümüzdeki sezona gelince şu anki mevcut kadromuzu direkt ilk 11’de oynayabilecek 4 isimle güçlendireceğiz.
Geçen sene transferler açısından bu kadar cesur davranabilmemizin sebebi yönetim kurulumuzdur. Mevcut yönetim, Fenerbahçe’ye güç kattı. Günü kurtarmak için bir şeyler yapmıyoruz.
“BU TÜNELİN SONU AYDINLIKTIR”
Biz 12 ayda benim de beklentimin ötesinde bir noktaya geldik. Fenerbahçe’nin uluslararası raporlama sistemi yoktu biz göreve geldiğimizde. Başka bir muhasebe mantığı vardı. Bütün kulüplerden daha kurumsal bir yapıdayız. Ama şampiyon olmadığımız sürece bunların hiçbir kıymeti yok.
Bu tünelin sonu aydınlıktır. Öyle de aydınlıktır böyle de aydınlıktır. Göreve geldiğimizden beri 3.2 milyar lira para ödedik yapılandırma için. 10 ayda bu yeni yönetimle bambaşka bir kulvara geldik. Stat projesi benim içimi acıttı.
“OSIMHEN BİZE HİÇBİR ZAMAN TEKLİF EDİLMEDİ”
Osimhen çok özel ve Türkiye üstü bir oyuncu. Osimhen bize hiçbir zaman önerilmedi. Osimhen transferini bilmeyenler için söyleyeyim; şans Galatasaray’a çıktı. Icardi’nin sakatlığı dönemde denk geldi. Osimhen, Suudi Arabistan’a gidecekti ama son dakikada Napoli Başkanı fiyat arttınca Galatasaray’a nasip oldu.
Herkes hisse satar, biz satınca problem olur. Herkes Cumhurbaşkanına gider, biz gidince sorun olur.
“OSIMHEN GİBİ BİR OYUNCU 40 YILDA BİR GELİR”
Sanki Osimhen kalitesinde Türkiye’ye gelebilecek pek çok oyuncu var ve biz getirmiyoruz gibi söylüyorsunuz. Osimhen başka bir kategoride. O da 40 yılın başında bir gelir. Hesap-kitap, vergi kurallara göre yapılırsa o transfer tamamlandığında harcama limitinde yer kalmaz.
Yapı mücadelemizi camiamız ya biz anlatamadık ya da iyi iletişim kuramadık. 2 Nisan’da yaptığımız genel kuruldan sonra Türk futbolunda çok şey değişti. Eğer biz o genel kurulu yapmasaydık Mehmet Büyükekşi seçimi yüzde 1000 kazanacaktı.
.