Xabi Alonso, Real Madrid tarafından tanıtıldığı gün “Modern futbol oynamak istiyoruz. Bu şu anlama geliyor: topa sahipken ve topsuzken yüksek yoğunluk, pasif değil aktif olmak ve güçlü bir zihniyet,” diye planını itiraf etmişti.
İspanyol teknik direktör Miami’de yalnızca sekiz antrenman sonunda Salzburg karşısında oyuncularını bu sistemle sahaya sürdü.
3-5-2. Üç stoper (Tchouaméni ortada yer alıyor), çok açık iki kanat beki (Fran ve Trent), iki ön libero (Arda Güler ve Valverde), bir on numara ve iki forvet (Bellingham, Vinicius ve Gonzalo). Lincoln Financial Field çimlerinde Madrid’e aradığı o sakinliği bulmak için daha fazla topa sahip olma imkânı verdi.
Xabi Alonso bunu “Pas sayısını artırmamız ve her zaman hücum etmek istemememiz gerekiyor çünkü bazen topa sahip olmak ve boşluklar açmak daha iyidir” diye açıklıyor.
Xabi’nin uygulamak istediği fikir ise oldukça farklı: Topu kapmak ve ona iyi bakmak. İşte Xabi Alonso’nun oyun planının temel ilkesi burada yatıyor. Daha fazla top dolaşımı ve gerekmedikçe direkt oyundan uzak durmak. Takımı hücumda ve savunmada daha kompakt hale getiren bir şema. Top rakipteyken 5-2-3’e dönüşerek hatları kapatıyor. Oyuncularla saatler süren video analizleri sayesinde mümkün olan bir değişim. Her şey anlam kazansın diye burada hareketleri ve kapatılacak alanları tek tek ayarladılar.
Bu durumda kanatlar, yani kanat bekleri, en üst düzeyde önem kazanıyor. Ama etkileri sadece ileri çıkmalarında değil, top rakipteyken takımı nasıl ayakta tuttuklarında da yatıyor; ikisi de stoperlerle yan yana konumlanarak, top merkez koridorda dolaşırken veya hala onlardan uzaktayken o beşli hattı oluşturuyor.
O beklerden Fran Garcia, “Takımın çalışması, Vini ve Gonzalo’dan başlayarak, önde kalmamıza ve geriye gömülmememize yardımcı oluyor. Takım çalışması kendini gösterecek, bu bir zaman meselesi” diye izlediğimiz oyun.
.